NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُسْلِمُ
بْنُ
إِبْرَاهِيمَ
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
دِينَارٍ
عَنْ الْجُرَيْرِيِّ
بِإِسْنَادِهِ
وَمَعْنَاهُ
قَالَ
أَبُو دَاوُد
عَبْدُ الْوَهَّابِ
الثَّقَفِيُّ
لَمْ
يَذْكُرْ فِيهِ
أَبَا
سَعِيدٍ
وَحَمَّادُ
ابْنُ سَلَمَةَ
قَالَ عَنْ
الْجُرَيْرِيِّ
عَنْ أَبِي الْعَلَاءِ
عَنْ
النَّبِيِّ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ أَبُو
دَاوُد حَمَّادُ
بْنُ
سَلَمَةَ
وَالثَّقَفِيُّ
سَمَاعُهُمَا
وَاحِدٌ
(4021 numaralı hadisin)
manası da el-Cerîrî'den yine aynı senedle rivayet edilmiştir. (Yani her ikisi
de bu hadisi el-Cerîrî'den işitmişlerdir.)
Ebu Dâvûd dedi ki: (Bu
hadisi rivayet edenlerden) Abdülvahhab (kendisi bizzat Hz. Nebi'den alan) Ebu
Saîd'i (senedinde) zikretmedi.
Hammâd b. Seleme de (bu
hadisi) el-Cerîrî'den, (o da) Abû-'l Âlâ'dan o da Nebi (s.a.v)'den de (mek
suretiyle mürsel olarak rivayet) mistir.
Yine Ebû Davûd dedi ki: Hammâd
b. Seleme ile (el-Vehhâb) es-Saka-fî1 (nin bu hadisi işittikleri (ravi) birdir.
İzah:
4020-4022 numaralı
hadis-i şerifler aynı manaya gelen lafızlarla bazen muttasıl ve merfu olarak ,
bazen de mürsel menfu olarak rivayet edilmişlerdir.
Bu hadislerin manasıyla
ilgili açıklama 4020 numaralı hadis-i şerifinde geçtiğinden burada tekrar
lüzum görmüyoruz.